Size en son dışarı eğlenmeye çıktığımızı yazmıştım. Biz heyecanlı gençler,
uzun bir yürüyüşün ardından sonunda aradığımız Jim Beam adlı Club'ı bulmuştuk.
Yüzümüzden heyecanımız okunuyordu. Ancak bu çok uzun sürmemişti. Garson club'ın
kapalı olduğunu söylemiş ve bizim küçük ümitli grubumuzu hüzne boğmuştu fakat
bu bile biz gençlerin Sofya gecelerine akma isteğini elinden alamamış, hemen
yakındaki diğer eğlence mekanlarını sormaya başlamıştık bile. Ne yazık ki
garson kız büyük bir soğuk kanlılıkla, pazar günü hiç bir club'ın açık
olmadığını söyleyerek son umudumuzu da elimizden almıştı. Teselliyi dondurmada
bulmak istedik ama bulamadık. Yine de Sofya sokaklarına kahkahalarımızla renk
katmıştık. Tam hostele varmak üzereydik ki gözümüze ışıltılı bir tabela
takılmıştı. Bu bir kumarhaneydi. Koşar adım oraya ilerledik. Tahmin edileceği
üzere bize pasaport sormuşlardı ama bizim bu soruya cevabımız taktir
edilesiydi. Kumarhane görevlisinin sorgulayan bakışlarına Gençlik Otobüsü yaka
kartlarimizi göstererek karşılık verdik ve tahmin edildiği üzere kapı dışarı
edildik. Kül kedisine dönüşmeye 5 dk kala hostele varmıştık.
Ertesi gün heyecanlı başlamıştı. Pasaportları hostelde unutmuştuk ve ben tüm kırmızı ışıkları ihlal ederek pasaportlarımızın peşine düşmüştüm. Yolda zaman zaman uyumuş, zaman zaman coşup türküler çığırmıştık. Piknik zamanı geldiğinde çılgın işletme sahibinin bakışları karşısında yemeğimizi yemiştik. Adam bize çöpe attığımız kola şişelerini geri dönüşüm için kullanacağını söylediğinde,Sabahattin'in "tamam abi ya, parası neyse veririz"diyerek şişeleri çöpten toplamayı red etmesi bizi kahkahalara boğmuştu. Sonra uyuduk uyandık ve yeni bir ülkede gözlerimizi açtık-Romanya-. Yarın Bükreş'teki yeni maceralarımızla sizinleyim.
Pınar Deliloğlu
11.08.2014
Ertesi gün heyecanlı başlamıştı. Pasaportları hostelde unutmuştuk ve ben tüm kırmızı ışıkları ihlal ederek pasaportlarımızın peşine düşmüştüm. Yolda zaman zaman uyumuş, zaman zaman coşup türküler çığırmıştık. Piknik zamanı geldiğinde çılgın işletme sahibinin bakışları karşısında yemeğimizi yemiştik. Adam bize çöpe attığımız kola şişelerini geri dönüşüm için kullanacağını söylediğinde,Sabahattin'in "tamam abi ya, parası neyse veririz"diyerek şişeleri çöpten toplamayı red etmesi bizi kahkahalara boğmuştu. Sonra uyuduk uyandık ve yeni bir ülkede gözlerimizi açtık-Romanya-. Yarın Bükreş'teki yeni maceralarımızla sizinleyim.
Pınar Deliloğlu
11.08.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder