14 Ağustos 2014 Perşembe

Uzun bir yolculuktan sonra her ne kadar sınır kapısında bekleme sonucu gidemeyecek miyiz acaba desem de şimdi Budapeşte'deyiz. Sınır kapısını geçince bir yerde kahvaltılarımızdan yaptık. Orada da Türk bulduk :) Kahvaltımızı yaptıktan sonra Budapeşte'deki otelimize geldik. İçerisi temizlik kokuyordu resmen :) Tabi ki insanın için bir mutluluk doluyor hal böyle olunca :D Otele bavulumu bırakıyorum ama bitmiyor tabi otobüsümüzün rutin temizlikleri oluyor. Bunu herkes yapıyor. Bugünün de talihlisi ben, Pınar, Cansu ve Derya oldu. Temizliğimizi bitirdik, hazırladıktan sonra yola koyulduk. 

Özgürlük Anıtı'na gittik. Toplu fotoğraflarımızı çekildik. Buraya geldiğinizde kesinlikle vayy be diyeceksiniz. Mimarisi o kadar güzel ki ve daha buranın küçük bir kısmını gördüğümüz düşünülünce... Bir sürü çok güzel fotoğrafımız oldu :) Ardından nehirde kano ve yunusları gördük atladık hemen :) Nehirin yanında şato vardı ve inanılmaz güzeldi. Kano kullanırken Mehmet Çetin'in kürek çekmesi de ayrı bir komediydi :D Tabiki de duruma el atıp yönsüzlüğümüzü giderdim :D Buluşma yerimize geçmemiz gerektiği için şatoya giremedik. 

Otobüste buluştuktan sonra Galler Tepesi'ne geçtik. Buradan Budapeşte'nin her yeri elinin altında sanki. Manzara mükemmel :) Burada da fotoğraflarımızı çekildik. Sonrasında Berk arkadaşımız gemi turu ve yemek ayarlayayım deyip bizi bir mutlu etti. Ama uzun bir yol yürüyüp gemi seferleri kalmadığını öğrenince bir burukluk yaşadık. Bu sefer gittik Türk restorantına, isteyen arkadaşlar döner yedi. Sonra da otelimizin yolunu tuttuk. Yorulmak bu olsa gerekmiş. İyi gecelerrr...


Büşra Kısmet - 13.08.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder