13.08.2014
Otobüsümüz Macaristan topraklarına girmişti. Meraklı gözlerle yine etrafıma bakıyordum. Her ülkenin ayrı bir dokusu ayrı bir havası vardı. Kendini hissettiriyordu hemen. Uzun bir yolculuktan sonra kalacağımız otele vardık. Otelin sahibinin Türk olması bizi daha da çok sevindirdi. En azından kendi evimizde gibi hissetmemizi sağlayacaktı. Odalara yerleştikten sonra şehir turu için tekrardan otobüsümüze bindik. Macaristanın güzel bir ülke olduğu her açıdan belliydi. İlk olarak Kahramanlar Meydanı diye adlandırılan şehrin merkezinde yer alan büyükçe bir alanı ziyaret oldu. Fotoğraflar çekildik. Görkemli yapıtları yakından inceleme fırsatımız olmuştu. Etrafında çeşitli yapılar da yer almaktaydı. Ayrıca Gençlik Otobüsü müziklerinin klip çekimleri yapılıyordu. Benim görüntü işlemleri de Budapeşte'de oldu. O meydanda bağlama çaldım. Daha sonra Fırat abi ile etraftaki yerleri dolaşmaya karar verdik. Yakınlardaki bir parkı gezdik. Çeşitli resimler çektik. Artık saat ilerlemişti ve gezilecek görülecek daha başka yerler de vardı. Galler Tepesi adı verilen mekana doğru yola çıktık. Yolda giderken Budapeştenin bütün o ihtişamı ile karşı karşıyaydık Mimari yapılar en çok ilgimizi çekenler arasındaydı. Şehrin o ağır başlı havası, insanları, sokakları ile gerçekten yaşanabilecek yerler arasındaydı. Galler Tepesine vardığımızda tüm Budapeşte ayaklarımızın altındaydı. Orada da resimler çekildikten sonra otelimize dönüş vakti gelmişti. Fakat acıkmıştık. Şehir merkezine yürüyerek giderek bir türk lokantasında döner yedik. Hem de 3 euro ya yanında içecek vardı. :) Bu güzel bir teklifti tabiki..... Yemeğin ardından otelimize döndük.
EMRE DAĞLI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder