13 Ağustos 2014 Çarşamba

Bükreş'te Beş Minare Hepsinin de Suyu Birbirinden Berrak

Suyla başlamak istedim, çünkü en hoşuma giden şey Romanya'da suların mis gibi olması ve çeşme suyunun rahatça içilebilmesi!..
Hostelimizde mis gibi havluları bedava sanıp kullanıp sonra 1 euro ödeyip, aşağıdaki ortak mutfağımızda kahvaltıya inip, margarinli ve çilekli reçelli ekmekle kahvaltımızı edip yollara düştük.
Parlamento binası önünde buluşup sonra topluca fotoğraflar çekindik, gitmiş sesimle video kaydı bile verdim.

Veeee başladık gezmeyeee!!!!?!!!
Öncelikle kalan Leva'larımızı Lei'ye çevirdik. Hep böyle şakalar oyunlar. :)))
Sokakta harika müzisyenler keşfettik!
Sonrasında listemiz hazırdı zaten, ama oburluğumuz tuttuğu için yemek yiyecek yer aradık ve tabiiki Bükreş'e ne özgü diye yoldan geçenlere sormaya başladım, Romanya'ya özgü olan Sarmale yemeğini söylediler ve Bükreş'in en lüks restoranını önerdiler; Caru'cu Bere! Çok zenginiz ya hemen gittik tek tabak söyleyip 3 kişi ortak yedik :))).
Kiliseleri keşfettik, lahitler bulduk, bol bol pratik yaptık yerlileriyle konuşarak.



Bir başka lezzet olan Bükreş'e özel tatlıyı dnedik. Acaip tatlı pek lezzetli de değil dedi satan kadın ama hepimiz çok beğendik o ayrı. ;))
Yolda içme suyu bulduk, ağzımızı dayayıp filmlerdeki gibi su içtik. İlk tutturamadık her yerimiz su oldu ama daha sonra ilkellikten sıyrıldık :).
Magnet ve rozet aldık. Pazarlık etmeyi denedim ama kadın yemedi, ben de çalışanım moduna girince tamam diyip aldık. Ama akşam 7 euroyu 5e düşürdüm o ayrı ;)))
Tüm bu gezilerden sonra havuzlu parkı görmeye gittik. Salıncaklarda sallanıp çocukluğumaz dönüp, göldeki ördek fotoğraflarını çekip otobüse yetiştik, işeri halledip akşam yemeği yeme zamanıydı.
O ayrı bir macera ki o da acıkmıştık ve Makarneks'imiz vardı, sokaktaydık ve Sbarro'yu gördük. Lavabo'ya girip su aldık, ufak ketılımla yine onların prizini kullanıp suyumuzu kaynattık. Hala uyarı almamıştık! Makarneks'lerimizi yaptık, masayı silip kalkmaya çok yakındık ki garson gelip uyarmak zorundayım kusura bakmayın dedi! Oysa biz daha tepkisel bir şey bekliyorduk, garson resmen ben gideyim döndüğümde çıkmış olun lütfen filan dedi. 
Bizim için delilik ötesi harika bir deneyimdi, yanına da termosumuza limonatamızı hazırlayıp parkta keyif yaparak yedik ve sonra yine otobüsün yanına yetiştik. 
Çok keyifli deneyimlerdi benim için, tamam belki çok görülecek yer yoktu ama o gün takıldığım arkadaşlarımla çok keyifli vakit geçirdim.
Kısacası anı dolu dolu yaşamak gerekiyor, nerede olunduğu bu projede evet önemli ama nasıl dostluklar kurulduğu da çok önemli...
Bu da böyle bir anımdı :))))
Yarın Macaristan'da Budapeşte'de görüşmek üzere ;)

                                                                                                                                               Fundem'ce   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder