Otele eşyalarımızı yerleştirdikten sonra öğle yemeğimiz için
hepimiz meşhur kutularından yiyeceklerini aldı. Herkes yemeğini yedikten sonra
da belirlenen saatte otobüsle Budapeşte’nin en önemli meydanı olan Özgürlük
Meydanı’na gittik. Gerçekten Budapeşte şehri hepimizi büyülemişti. Avrupa’nın
ince mimarisi bu şehirde adeta kendini iyiden iyiye belli ediyordu. Özellikle
Sofya şehrinin sıradanlığı ve Bükreş’in de vasat üstü mimarisinden sonra
Budapeşte adeta bizler için bir yıldız gibi parlıyordu. Herkes olabildiğince
fotoğraf çekildi. Özellikle gölde kanoyla birkaç arkadaşla gezi yapmamız beni
çok keyiflendirmişti. Akşam saatlerine kadar Budapeşte’nin merkezini altına
üstüne getirdik. Bu şehir bizi öyle büyülemişti ki hepimiz akşam planladığımız şiir
gecesini ertelememize neden oldu. Güzel Budapeşte seyahatini Türk Lokantası
Ayasofya’da geleneksel yemeklerimizden biri olan tavuk döner ve kola ile
taçlandırdık. Kısaca Budapeşte seyahatimiz, Maksut Hocanın dediğine göre
ileride göreceğimiz ülkelerin yanında daha fragman bile değildi. Budapeşte’den
sonra hepimiz heyecanla diğer ülkeleri sabırsızlıkla bekler olduk.
Sercan Şipka
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder