31 Ağustos 2014 Pazar

Paris'te bir gün

Paris'te sabah otelde kahvaltımızın ardından öncelikle Eyfel kulesine gittik orda fotograflar cekindik ve harikaydı ben çok begendim parisi.. bir daha avrupa ya geldiğim zaman kesinlikle parise geleceğim.. Hele de akşam çok büyüleci bir şehir insan farklı duygulara girebiliyor tam bir aşk sehri paris ;) birbirlerine cesaretlice sarılan bir çok çift görebilirsiniz pariste .. Paris sanatla karısık aşk koyuyor zaten paris üzerine bir çok kitap film yapılmıstır.. Kesinlikle herkese tavsiye ediyorum parise gelmesini...

15 Ağustos 2014 Cuma

Gençlik Otobüsü Macaristan-Budapeşte 2 Avusturya-Viyana 1

14 Ağustos 2014 6.Gün
Budapeştedeyiz hava buz gibi. Avrupanın soğuk yüzünü gördük. Otobüs şehre bıraktı ve yağmuru havada dolaşıyoruz. Aslanlı köprü incelemesi sırasında grup koptu bir yanlışlık oldu ama serbest zaman olduğundan problem olmadı. Yağmur halen devam ediyor ara ara diniyor. Parlemento binasından sonra alışveriş yapıp şehir hatıralarını edindik ve toplanma saatine 40 dakika var. Buluşma yerinin önünde bir giyim mağazasında kıyafet bakarak almayacak olsak bile bakarak hem ısındık hem vakit geçirdik ve yoldayız. Akşama Viyanadayız. Gece güzel bi lunaparka gidilecek. Metroya bineceğiz ve güzel bir miktar ödedikten sonra hiç inmeyeyim diyor insan. 20liraya yakın ulaşım ücreti var. Parktayız eyfel yüksekliğinde salıncak denemek lazım dendiği için meraktan deniyoruz. Beklenen etki olmadı bende. Yüksek ama çok da korkutucu değildi. İhtişamıyla hızı uyuşmamış. Gel flaşlı fotoğraf çekcez diyip ıslatan mantıksız bi oyuncağın önünde arkadaşlarımın beni oyalaması da güzeldi. Islandık neticede elektroniklere zarar gelmezse ıslanmak güzel. Parkta güzel bi geceden sonra kalacağımız yere geldik ve yorgunluktan ölüyorum. Bünye kaldırmıyor artık dolaşmayı. M.Çetin ŞENTÜRK

Avusturya'dayız

Sonunda Avusturya'dayız. Budapeşte yi geldikten sonra hepimizin beklentisi yükselmişti ve bu beklenti de Viyana da gerçekleşmişti. İlk gecemizde de metroya binerek lunapark gittik. Lunapark için hepimiz bilet alarak yüksek Salıncağa bindik. Herkes çok eglenmisti. Yaklaşık 2-3 saat sonra kaldıktan sonra tekrar hotel geçtik. Ve hepimiz hotel geçip uyudul

Budapeşte - Viyana arası...

Beşinci gün: Budapeşte – Viyana

Her zaman olduğu gibi sabah erkenden kalkıp yarım kalan şehir turuna devam ettik. Bir şehrin güzelliği kesinlikle akşam ortaya çıkmasına rağmen, Budapeşte gündüz bile o güzelliğini koruyor. Bir de bu şehre yağmur çok yakışıyor, kesinlikle yağmur altında kendisini parçalara bölen Tuna boyunca yürünülmesi lazım. Biz de tam olarak öyle yaptık ve yaklaşık 3 km boyunca Tuna'nın yanından şehrin güzelliklerini keşfettik. Merkezdeki binaların oldukça eski ama hala sağlam olması, restore edilmesine rağmen, tabir-i caizse 'içine edilme'mesi, Budapeşte'nin bana göre en büyük özelliklerinden birisi. Bir Türk olarak açıkcası bizdeki eksiklikleri hemen farkadebiliyorsunuz rahatlıkla. Açıkcası tek tek şunu ya da bunu görmelisiniz diyemem, çünkü şehri baştan sona ayrım yapmadan gezip dolaşmanız yeterli olacaktır.

Budapeşte'de çok fazla Türk yok, ama buna rağmen Türk restoranları mevcut. En çok da dönerciler herzaman olduğu gibi işlek. Avrupa insanı dönere karşı bir bağ kurmuş sanki. Hem burda hem de başka yerlerde durum pek de değişken değil. Belki hazırlanışı ve içine katılan soslardan dolayı, memleketin dönerleri gibi değil ama yine de o tat ağzınıza geliyor. Biz de grup olarak Türk kimliğine sahip olmamızdan dolayı indirim yapan Ayasofya Dönercisine gittik :) Önemli olan bu kısım değil benim için. Önemli olan burada yemek servisi yapan bir şirketin ismi oldu; Neşet Ertaş KFT. Bozlak kültürü ile yetişmiş bir birey olarak çok mutlu oldum gerçekten. Evet belki o servisten yemek alan insanların yüzde doksandokuzu Neşet Ertaş isminden bihaberler, ama o ismin Budapeşte'de yaşaması gerçekten çok ama çok hoş :)

Budapeşte'de zaman çok hızlı geçti ve yeniden görüşmek için vedalaştık şehirle. Ben özellikle vedamı yaparken bir dahaki sefere bu kez çok sevdiğim bir insanı yanımda getirme planlarımı gözden geçirip çok mutlu oldum :) O'nunla bu şehri gezmek ve sokaklarında kaybolmak belki de hayatımın en mutlu anılarımı oluşturacak, kim bilir? Saat 15.30'da Viyana'ya doğru yola çıktık ve yaklaşık 4 saatlik bir yolculuktan sonra Viyana'ya varıp, hemen dinlenmeye çekildik. Bu akşam bir plan var ve yarın tüm gün boyunca Viyana'yı bir nevi fethedeceğiz,

belki de bu kez! :)


Muhammet TURAN

14 Ağustos 2014 Perşembe

Budapeşte son gün viyana merhaba
Bu güne ait en aklımdaki şey buz oldum dondum hastayım. Hiç dinleneemrmiz hasta olmama sebep oldu. Serbest zamnlar çok verimli değerlendiremedik. Viyana da eylence parkına gittik tam bir rezaletti. Hasta olup dondum. Bugün viyananın güzel geçmesini bekliyorum.

Agust 14

Macaristandan günaydın tekrar :) Gece uzun bir çalışmanın ardından geç uyanmak ve kahvaltıya yetişememek ne kötü :( Yagmurlu bir hava hakim macaristan da yolda uyuyabileceğim düşüncesi şimdilik beni rahatlatıyor :) Hemen apar topar bavulumu toplayıp dogru otobüsün yanına :) valizler tamam,sayım tamam otobüs harekete hazır bekle bizi viyana :) 3-4 saatlik bir yolculugun sonunda viyanaya varıyoruz.Yolun yarısını uyuyarak geçirdiğim için gözümü macaristanda kapatıp viyana da açıyorum :) Hem daha zevkli oluyor bir ülke de uyuyup diğer ülkede uyanmak :)Hostel e geldiğimizde kısa bir oda ayarlamasından sonra direk odalara geçiyoruz.Fazla vakit kaybetmeden biiraz dinlenip 18:30 da otobüsün yanında toplanıyoruz.Ordan hep beraber metroya geçiyoruz.Metrodan aktarmayla Prater deki Lunapark a :) Muhteşem bir lunapark kocaman yüksek biir salıncak,bumerang ve daha nicesi çok eğlendiğimiz bir akşam eğlence tüm hızıyla devam ediyor.:) Toplanma yerine vardığımız da bir kötü haber !!! Bir arkadaşımız kaybolmuş ve bir şekilde hostel e dönmeyi başarmış.Bunu bize oradaki türk  arkadaşlar haber veriyor ve yolu tarif ettiklerini söylüyor.Neyse ki hostele geldiğimizde arkadaşımızı hostel de buluyoruz.Ve derin bi rahatlama duyuyoruz.Görevlerimizi tamamlayıp yatma vakti şimdi :)yarın viyanayı gezip Füssen'e uyanma vaktidir :)


Agust 13

Uzun bir yolculuğun sonunda gözlerimizi Macaristan sınırında  açıyoruz :)Ne değişik bir duygudur.Bir ülke de uyuyup diğer ülkede uyanmak.Hafif bir pasaport kontrolünden sonra  bulduğumuz ilk boş yeşil alanda hemen kahvaltımızı yapıyoruz grupla birlikte..Kahvaltımızı yaptıktan sonra yola devamm...Kısa bir yolculuktan sonra  otelimize varıyoruz.İşlemler odalara yerleşme sonrasında  biraz dinlenip duş alıp maceraya özgürlük meydanı(Heroes Square)devam ediyoruz.Mükemmel ve devasa heykellerin olduğu büyük bir meydandayız.Her yerinde fotoğraf video çekimleri toplu fotograf çekimlerinin ardından  Burak Avcı'yla beraber yine kamera karşındayız gençlik otobüsü hakkındaki görüşlerimizi aktarıyoruz kameralara :) Çekimler bittikten sonra Maksut hocamızla beraber kısa bir tur fotoğraf çekimleri  selfieler Maksut Hocanın kendine has yer açma yöntemi "Açılın ben doktorum"cümlesi ve güzel bir başlangıç :) Devamında rotamızı Galler tepesine çeviriyoruz.Galler tepesine giderken Tuna Nehri üzerine kurulmuş 3 tane muazzam köprünün birinden karşı tarafa geçiyoruz.Ve 5-10 dk snra Galler tepesindeyiz. Oradaki manzara gerçekten muazzam bütük Budapeşte ayaklarının altında şehrin her noktasın görebiliyorsunuz.Ve görüntü almak için yarışan arkadaşlar arasında biz de kendimize bir kadrajlık yer buluyoruz.Fotografçı arkadaşlar değşik tekniklerle bu manzarayı ölümsüzleştiriyorlar. :) Ayrıca çok sıcak kanlı oldumuz için bir sürü yabancı insanla tanışıp kaynaşıyoruz.Tam tepeye çıkınca devasa boyutlarda bir heykel ve yanında ondan biraz daha küçük elinde meşale tutan bir kadın ve ejderhayı boğan bir erkek heykeli karşılıyor bizi...Gerçekten çok büyük boyutlar da olan bu heykelin önünde toplu ve bireysel çekimlerin ardından gemiyle Nehir turu veya otele gitmek için oylama yapıyoruz.Ve oy birliğiyle nehir turu seçeneğini seçiyoruz.Otobüsümüze park yeri bulamayacağımız için otobüsümüzü Galler tepesinde bırakıp yürüyerek devam ediyoruz yolculuğumuza.Uzun bir yürüyüş sonunda turların düzenlendiği yere gelip tariflere bakıyoruz fakat gemi saatleri bitmiş.Rotamızı yemek yiyeceğimiz  kebapçıya çeviriyoruz.Kısa bir yemeğin ardından tekrar otelimize dönüyoruz.Görevleriimizi tamamladıktan sonra uyumaya koyuluyoruz çünkü yarın yolculuk ve görülecek yerler var :)



Agust 12

Explorers Hostel den herkese günaydın...Kahvaltı saatine biraz geç kaldım ve canıım da pek bişey istemediği için iki tane püskevitle kahvaltıyı geçiştirip eşyalarımı hazırlamaya başladım.Eşyalar hazır,Ceauşescu'nun sarayına doğru  yola çıkma vakti :) Soluğu Ceauşescu Sarayın da alıyoruz.Toplu fotograf cekimleri ve her zaman duymak istediğimiz "Serbestsiniz" sesi :) Bir grup arkadaşla merkezdeki bi alışveriş merkezine dogru yola çıktık ve en çok aranan şey BEDAVA WİFİ :) Hemen alışveriş merkezindeki bir Mc wifi bulup check in fotograf paylaşma hevesimizi giderdik.Devamın da ise Burak Avcı Hocamızın bir arkadaşı biizi Yunus Emre Türk Kültür Merkezinde çok iyi bir şekilde ağırladı.En önemlisi KARPUZ ve Yöresel yemeklerdi :) Daha sonrasında kurumdan arkadaşlar bize Bükreş'i  gezdirdi.Yine çok gezip çok fotograf cekmiştik.Ve çok yorulduk.Sonrasında önceden kararlaştırdığımız türk kebapçısına dogru yola çıktık.Yemeğimizi yedikten sonra gerçekten avrupa da diyeceğim tek bir kelime vardı o da "Beni Türk Kebapçılarına emanet edin" :)) Yemekten sonra  gençlik otobüsünde buraya kadar geldiğimizi anlattıgımız video çekimi için tekrar Ceauşescu Sarayına :)Video çekimleri otobüsün etrafında selfiler fotograf cekimlerinden sonra uzunca bir yolculuğa çıkmak üzere Budapeşte'ye hareket :)

GENÇLİK OTOBÜSÜ VİYANA HAVASI::):):):):)





          Bugün iki ülkeyi beraber yaşadık diyebilirim Macaristan sabahına uyandık Avusturya gecesinde son buldu gün..Sabah kahvaltıyı yaptıktan sonra otelden çıktık yalnız benim plan biraz farklıydı ayak sıkıntım yüzünden otelde kalmayı düşündüm yalnız son anda yapılan değişiklikten sonra benimde oteli terk etmem gerekti.Yalnız şansım yaver gitti ve beklediğim sorunlar yaşanmadı Macaristan sokaklarında gezdik alışveriş yaptık sevdiklerimize hediyeler aldık.Saatimiz geldi ve yine yola koyulduk bu defa yol her zamankinden kısaydı.
         Viyana'ya vardık ve kaldığımız yer yurt tadındaydı yalnız temiz olması her seye yetti.Odalarımıza yerleşir yerleşmez hazırlanmaya başladık o arada bir şeyler atıştırdık.
            Dur durak yok arkadaş çok dinamik bir proje ve dinamik insanlarla her gün ayak ağrısıyla bitiyor ama pişmanlık yaratacak bir durum söz konusu değil.Muhteşem bir oyun parkına geldik Çok eğlendik diyebilirim adrenalin yüklü bir mekandı.Şimdi dönüş zamanı yarın süper bir gün bizi bekliyor olacak buna eminim...

Gençlik otobüsü macaristan havasıııı:)

Sabah 07.30 civarı sınırdaydık sınırı geçmek biraz zaman aldı.Sınırı geçtikten sonra kahvaltı yapmak için mola verdik.Bu ekibin en sevdiğim özelliklerinden biri de topluca hareket edebilme duygusu uzunca bir kahvaaltı soframız vardı.Kahvaltı bittikten sonra yolculuk yeniden başladı.Öğle saatlerinde Budapeşte ye vardık.Gerek mimari yapısıyla gerek şehir düzeniye hayran bıraktıracak bir şehir.Otele vardık bu şimdiye kadar kaldığımız en güzel oteldi.Bu şehir beni resmen büyüledi heykelleri göz alıcıydı beğenmediğim iki şey vardı bunlrdan birincisi insanlarının kirli olması ikincisi ise kaba olmaları.Neyse her yerde kendi ınsanımızı bulmamiz iyi oluyor.Fotoğraf çekimlerinden ve videolardan sonra muhteşem bir parka gittik kayık tarzı su araçlarıyla gezinti yaptık.Sonrasında muazzam bir manzaraya sahip olan Galler tepesine çıktık.Bütün şehir ayaklarımızın altındaydı...Ayağımın problemli olmasından dolayı biraz zorluk çeksemde güzel bir gündü...

gençlik otobüsü romanya havası

Bugün Bükreş sabahına uyandım huzurlu bir uykuydu diyebilirim her ne kadar 10 kişi aynı odada uyusakta zevkliydi.Kahvaltı yaptıktan sonra gezme zamanı başladı.İlk durak büyüklük açısından Dünya nın 2.büyük parlemento binasıydı.Muazzam bir görüntüye sahipti.Fotoğraf çektikten sonra Bükreş sokaklarını gezmeye başladık.Yunus Emre Vakfı bizim için heyecan verici bir ortamdı İngilizce konuşmak zorunda kalmadan anlaşabilmek muhteşem bir duyguydu bunun yanında vakfı tanımak ayrı bir güzellik kattı.Yapılan muhteşem sohbetin ardından Bükreş sokaklarını tanımaya devam muazzam sokakları ve binalarıyla şehir beni benden aldı.Ne kadar gezdim bilmiyorum ama ayaklarımın ağrımasına bakıcak olursam bayağı gezmiş olmalıyım.Türk havasının hakim olduğu Türk lokantasında yemek yedik.Hava iyice kararmaya başlamıştı .Müzisyen arkadaşlarımız sayesinde geceyi güzel şarkılarla sonlandırdık.Şimdi yolculuk zamanı bekle bizi Macaristan...




Bugün günlerden Budapeşte :)

 13.08.2014
   Uzun bir yolculuğun ardından Budapesteye vardık.Çok yorucu bir yolculuk oldu.Odalara dağıldık ve 17.00 da asagida olacaktık.Oda arkadasım Ali ozan oldu.Odaya çıktık birseyler yedik duş yaptık.Biraz dinlendikten sonra aşağıda olduk.Budapeşte herkesi etkiledi.Çok güzel yereleri gezip fotoğraflar cektirdik.Fanatiği olduğum Chelsea takımının minik oyuncularıyla karşılaştık ve toplu fotoğrafımıza katıldılar çok güzel oldu :) İstanbula benzeyen köprüleri beni şaşırttı.Akşam yemeği olarak yine bir Türk lokantasını seçtik.Tavuk döner ve bir içecek 5€ yerine 3 € ya anlaştık.Fena değildi dönerin tadıda .Akşam yorgun bir o kadar da eğlenceli bir şekilde Hotelin yolunu tuttuk.O kadar yorulmuşuz ki direk uyuduk. Sabah erken kalkcaktık.Bugünlükte bu kadar.
Gökhan Cemre Kuzgun 

Macaristan - Budapeste Zeynep Sagiroglu

Su anda budapeste sokaklarinda oturup yaziyorum. Az once nefis memleket durumu yedim. Belki sacma gelebilir ama ben git gide daha cok ozluyorum. Burasi cok guzel bir yer. Kesinlikle seyir terasina gitmelisiniz. Gunduz ve gece ayri guzel goruntusu var.Ozgurluk meydani ve onun arkasindaki park da harika. Hele de Tuna nehri. Sehre Istanbul gorunumu kazandirmis. Tekneyle gezilebilir tabi biz yerini bulamadik o ayri. Turke ait otelde kaliyoruz. Sehrin her yeri tarih kokuyor aslinda. Firsat olup gosterebilsek. Ama buraya gelmeye deger. Biraz da haksizlik bunca guzelligin tarih ve doganin bir arada olmasi. Ama yine de altin kafese koysalar da Istanbul derim. Yine bol bol resim cekildik. Su cilgin genc Turkler her yerde :))) Gunun yarisinda baslayan yolculuk bu kadar. Yarin gorusmek uzere...
Zeynep Sagiroglu

Budapeşte muazzamsin :)

Bükreşten yola çıktık gece 10 da öğlen 1 gibi Budapeşteye geldik.Bavulları otobüsten indirip otele geçtik.Burdaki otel gayet güzel 2 kişilik.Biraz dinlendikten sonra 4 te otobüsün orada toplandık etrafı gezmek için yola koyulduk ilk önce özgürlük meydanına gittik bolca fotoğraf çekildik.Daha sonra  citadellaya gittik orada da bir sürü fotoğraf çekildik.Nihatla tüm korelilerle fotoğraf çekildik onlarında bizden kalan yanı yok yani :) sonra gemi turu yapmak için biraz yürüdük(bayağı) ama saat geç olduğu için turlar bitmişti.Bizde yemek yemek için yola koyulduk Turkish kebab bulduk.Arkadaslar yedi ama ben tavuk döner sevmediğim için yine aç kaldım :) kisacasi cumartesi gününden beri yollardayiz Sofya'yı gördük Bükreşi gördük ama en iyisi Budapeşte hem insanları cana yakın hemde mekan tarihi bakımından muhteşem.Tam gezilecek yer yaniiiii :)
LEYLA B.





Bükreşi beğenmedi ben :)


Merhaba gençler bugün romanya Bükreşteyiz.Dün akşam saatlerinde hostele geldik yerleştik. Geç olmuştu hemde blok yazılarının tamamı tamamlanmadigi için dışarı çıkamadık bir nevi cezaliydik :) neyse sabah 11 de hostelden çıktık parlemento binasının oraya gittik toplu fotoğraf çekildik ve serbest bırakıldık.Bir kaç arkadaş ile gezme turlarına başladık karşımıza bi avm çıktı içine gittik daha sonra herkes kayboldu:)Bizde Nihat'la Bükreşi feth ettik.Gezmedik sokak cadde bırakmadık.Şunu anladık ki Türkiye'nin yerini hiçbir şehir hiçbir ülke tutamaz.Neden dersiniz  kültür,medeniyet,davranış,ahlâk çok değişik bir ülke.O yüzden kimse demezsin Istanbul da hayat yok gelin bir de burayı görün.Ülkemin taşına toprağına kurban olayım ben yaaaaaaa.Özledim galiba :).....
Neyse Nihat'la dolasmalara devam ediyoruz karşıdan karşıya geçmekten öldük paso ışıklar var öldük öldük :)
O kadar yürüdük  ve konuştuk ki pilimiz bitti :) Nihat gibi adamın ışığı söndü hahahaha:)
Akşam saat 6 da sozlestigimiz gibi Turkish kebab yemeğe gittik sonunda karnım doyacakti :) Gittik yedik içtik sonra video çekimi vardı onun için otobüsün oraya gittik onu da hallettikten sonra magnet rozet almak için bekir büşra ben ve nihat avm ye gittik.Büşra'ya yemek dokundu Kıyamam yavruma :( neyse onun durumu da hallettik sağolsun Bekir bi rennie aldı geldi.Magnetleri alıp döndük otobüse 10 da hareket ettik maceristan Budapeşteye doğru bugünluk bu kadar hadi eyvallah
LEYLA B.



OTANTİK ŞEHİR BUDAPEŞTE



bün ise  gözlerimizi macaristan sınırı pasaport kontrolünde açtık. İnanın eğer pasaport kontrolü olmasaydı bi iki üç saat daha uyuyabilirdim. Pasaport kontrolleri sorunsuzca yapıldı ve yolumuza devam ettik. Sınıra yakın olan kasabadan geçtik. Gerçekten böyle kendi halinde şirin, sevimli bir kasabaydı. Tek katlı, kocaman ve yüksek çatılı evler, ve birbirleriyle iletişim halinde olan hali çok sevimli görünüyordu. Kasabayı geçince ilk gördüğümüz dinlenme yerinde durmak istedik fakat kahvaltımızı cafe içinde yememize izin vermediler. Bizde dışarda oturup yedik. Ben de bu arada annemin yaptığı yemekleri tükemeye çalışıyordum. Biz güzelce kahvaltımızı yaparken Türk bir aile de gelip mola verdi. Tabi arkadaşlar hemn sohbet muhabbet ortamını kurdular. 

Kahvaltı bitti ve yola devam edildi. 2 3 saat sonra kardeş otelimize vardık. Kardeş diyorum çünkü. Yöneticilerinden biri Türktü ve ortaktı.

Otelimizde dinlendikten sonra saat 16.00(yerel saatle çünkü burda saatler nir saat geri) da buluştuk. Tani bu arada geç gelenler Avukatımız, oda ve koltuk arkadaşım, Zeynep Ablam ilk ihtarlarını yapmış oldu. Sonrasında Budapeştenin Özgürlük anıtına geçtik. Özgürlük anıtın arkasındaki şato görünümlü müze gerçekten muhteşemdi. Müzenin önünde müzikal için prova yapıyorlardı. Çok eğlenceli görünüyordu öyle bir müzikali kaçırmak istemezdim Budapeşte gibi bi yerde. Bol bol fotoğraf çekildik.



Sonrasında serbest zamana sahip olduk. Saat 7de otobüse geçtik ve Galler tepesine çıktık. Bu tepe çok güzeldi ve tüm şehir ayakların altındaydı. Zaten Budapeşte şehrinin binalarının%90 ı eski ve işlemeli, motifli binalar, o kadar güzel motifleri vardıki hayran olmamak içten değil. Gerçekten yaşamak istediğim iller arasında birinci sırayı Budapeşte kaptı diyebilirim. Dönüşte Büşra Bekir ve Ben geride kaldık. Bekirin astımı tututnca gruptan bayağı koptuk ama şükür Bekiri de krize girmekten kurtardk. Yürüyerek Galler tepesinden indik ve Ayasofya Dönerde yemek yedik. Otobüsümüzle geri döndük toplantı yaptık ve odalara çekildik.

KONSOLOSLUK KOSNLOSLUK

 Güne erkenden uyanarak hostele giderek başladık. Sırada bekleyerek kahvaltılıklarımızı aldık ve hep birlkte güzellce kahvaltımızı yaptk. Bavullarımızı otobüse yerleştirdik ve bükreşe gitmek üzere topa çıktık. 


Gençlik otobüsündeki üçüncü günümüzde hostelimizde kahvaltı yaptıktan sonra Bükreş Parlamento binasına gittik.gerçekten çok görkemli ve ihtişamlı bi bina. Önünde fotoğraflar çekildik ve serbest zamana ship olduk.
Ortak kullanmak üzere aldığım hatlarda sorun çıktığı için babama vekalet göndermem gerekiyordu. Bunun için halille konsolosluğa gitmeye karar verdik. Aldık elimizde bi harita düştük yollara. Geçtiğimiz yollar harika ccaddelerdi ve hep eski binalarla doluydu. Gerçekten eski yapılarını çok iyi korumuşlar ve girilmeyen görkemli evlere dokunmamışlar bie. Yani anlıycağınız Bükreşte keşfedilmeyi bekleyen o kadar çok gizemli şato varki. Özellikle birisi o kadar eski bi o kadar da güzeldiki insanını içini, içeri girip keşfetme arzu kaplıyor. Neyse konsolosluğa gittik , 16.00 a kadar bekledik. İlginç bi şekilde saat 16.00da açılıyormuş konsolosluk. Neyse fotokopi falan çektirip içeri girdik. Babamın tcsini almak için komsolosluğun içinde babamı aradım. İçeride telefonla konuşmanın yasak olduğunu bilmiyordum ve galiba biraz da bağırmamın üzerine azar işittim konsolosluktakilerden. Neyse işlemleri hallettik ve özür diledim çalışandan . Bana bunun önemli olmadığını fakat oraya gelen Romanya vatandaşlarının Adam kayırıyorsunuz o konuşuyo neden bize izin vermiyorsunuz gibi söylemleri üzerine uyardığını söyledi. Buna çok sevindim. Çünlü konsolosluk gibi bi yerde azarlanmak hiç de hoş bi durum değil. Bu arada vekalt için konsolosluğa 96Lei bayıldı Halilcim. 

Aldıp dışarı çıktık ve sefer cargo aramaya başladık. Ya biz kargonun ingilizcesini bilmiyoruz ya da anlatamıyoruz , zaten herlde en çok ingilizceyi bugün komuşmuşumdur. Vazgeçtik ve geri döndük ger dönüş yolundaki kilise önündeki heykel çok güzeldi internete ulaşınca ilk işim buna bakmak olucak. Sıra gitmek için anlaştığımız kebapçıyı bulmaktaydı. Telsizimin şarjı bitmişti ve ulaşamıyorduk kimseye. Alışveriş merkezimin yakınlarımda burakları gördük ve çok sevindik. Birlikte oraya gittk . Yemeğimizi yedik. Kalkıp bu sefer video çekimine gittik, ilk kamera deneyimime rağmen hiç de fena değildim. Sonrasında otobüse geçtik.



TUĞÇE ŞENTÜRK

12.08.2014
OTOBÜSTEKİ GÜNLER O KADAR AYNI Kİ

Sabah erken saatte uyandık ve hostel mostelde kahvaltı yaptık kahvaltıları hemen hemen bizimkiyle aynı standart kahvaltıydı. Yumurta, marmelat, çikolata, mısır gevreği, peynir falan işte. Kahvaltı sonra otobüsümüze geçip yola koyulduk. Otobüste yol boyunca şarkı söyledik. Zaten sayım dışında çoğu arkadqş kotuğunda oturamıyor. 

TUĞÇE ŞENTÜRK
11.08.2014
Uzun bir yolculuktan sonra her ne kadar sınır kapısında bekleme sonucu gidemeyecek miyiz acaba desem de şimdi Budapeşte'deyiz. Sınır kapısını geçince bir yerde kahvaltılarımızdan yaptık. Orada da Türk bulduk :) Kahvaltımızı yaptıktan sonra Budapeşte'deki otelimize geldik. İçerisi temizlik kokuyordu resmen :) Tabi ki insanın için bir mutluluk doluyor hal böyle olunca :D Otele bavulumu bırakıyorum ama bitmiyor tabi otobüsümüzün rutin temizlikleri oluyor. Bunu herkes yapıyor. Bugünün de talihlisi ben, Pınar, Cansu ve Derya oldu. Temizliğimizi bitirdik, hazırladıktan sonra yola koyulduk. 

Özgürlük Anıtı'na gittik. Toplu fotoğraflarımızı çekildik. Buraya geldiğinizde kesinlikle vayy be diyeceksiniz. Mimarisi o kadar güzel ki ve daha buranın küçük bir kısmını gördüğümüz düşünülünce... Bir sürü çok güzel fotoğrafımız oldu :) Ardından nehirde kano ve yunusları gördük atladık hemen :) Nehirin yanında şato vardı ve inanılmaz güzeldi. Kano kullanırken Mehmet Çetin'in kürek çekmesi de ayrı bir komediydi :D Tabiki de duruma el atıp yönsüzlüğümüzü giderdim :D Buluşma yerimize geçmemiz gerektiği için şatoya giremedik. 

Otobüste buluştuktan sonra Galler Tepesi'ne geçtik. Buradan Budapeşte'nin her yeri elinin altında sanki. Manzara mükemmel :) Burada da fotoğraflarımızı çekildik. Sonrasında Berk arkadaşımız gemi turu ve yemek ayarlayayım deyip bizi bir mutlu etti. Ama uzun bir yol yürüyüp gemi seferleri kalmadığını öğrenince bir burukluk yaşadık. Bu sefer gittik Türk restorantına, isteyen arkadaşlar döner yedi. Sonra da otelimizin yolunu tuttuk. Yorulmak bu olsa gerekmiş. İyi gecelerrr...


Büşra Kısmet - 13.08.2014

13 Ağustos 2014 Çarşamba

Bükreş :) Bilge Çiğdem Öztunç

Şimdi de Bükreş macerasıyla karşınızdayız efenim :)

Bükreş ve hostelimiz… Dopdolu ve hatta doğru zamanda doğru yerde olabilmek için koşturmaktan ayaklarımızın şiştiği bir Bükreş macerası. Bükreş için “Gençlik Otobüsü Askerde” sloganı kullanılıp bir de koşarken çekseler bizi eminim ki cuk oturur.

Bükreş’e akşamdan gelinmesine rağmen ekip arkadaşlarımızdan blog yazısını tamamlamaları için dışarı çıkılmadığını ve bu yüzden ilk gün hiçbir yer göremediğimizi söylemek isterim. Üstelik bu kural herkes için geçerli oldu ve ne yazık ki Bükreş gibi bir şehri bir sonraki güne bırakarak azıcık haksızlık etmiş olduk bu şehre. E bu yüzden de bir sonraki gün her yeri koşa koşa gezmek zorunda kaldık. Ve açıkçası şehri tam anlamıyla gezemedik. Yine de -gezdiğimiz kadarıyla bile- bende şehir için iyi, fakat insanları için kötü bir takım anılar bıraktı. 

Romanya halkı onların soğuk, suratsız hatta kaba davranışlarını es geçtiğiniz sürece size yardımcı oluyorlar. Sevimsiz oldukları aşikâr, fakat gelen tüm turistlere karşı mı yoksa sadece Türklere karşı mı böyleler henüz çözemedik.
Bunlara rağmen hostelde ve Sarayda geçirdiğimiz dakikalar çok güzeldi! Hostelimizin içerisinde neredeyse kendimize ait bir mutfak bulunuyordu ve akşam makarna yapıp yediğimiz zamanlar çok eğlenceliydi :) Bir de sevimli bir Fransızla tanıştık ki bende  turistlere karşı olan çekingenliği aldı götürdü.  Onun da çat-pat olan İngilizcesiyle benimki yan yana o kadar komik duruyordu ki! :) Yine de anlaşmak için ille de dile gerek olmadığını, jest ve mimiklerin çoğu zaman daha etkili olduğunu öğrenmiş olduk.

Efendim sizlere Bükreş’in tam ortasında bulunan, Ay’dan görünecek kadar büyük olan, psikopat diktatör bir başkan tarafından 44 bin insanın evlerinin olduğu (yıkılarak yok edildiği) bizim köyden büyük bir arazinin üzerine inşa edilen, yapımında 20 bin işçinin çalıştığı ve yapılırken bir çoğunun da öldüğü sarayı birazcık anlatmak isterim. Aslında anlatmış bile bulundum, gidip kendiniz görün demek düşüyor bundan sonra bana amaa… Zihnimde öyle yer etti ki azıcık anlatmalıyım.

Sarayın ne zaman yapıldığını ne kadar sürdüğünü vs. bunları hatırlamıyorum. Hatırladığım şeyler, zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış misali, sarayın ihtişamı! Egosu tavan yapmış, kaçık bir diktatör olan o zamanın Romanya başkanı kendisi ve eşi için bir saray yaptırmaya karar veriyor işte.  Ama saray öyle acılar üzerine, binlerce insanın yerleşkesini yok ederek kuruluyor ki başkan sarayının sefasını süremeden öldürülüyor. Peki bu sarayda ne var? Efendim ne yok ki? Tek bir odası bizim ev kadar (abartı yok). Bin kadar da odası mevcut. Avizelerin hepsi devasa büyüklükte ve kristal... Tavanlar som altın… Saray sütunları som mermer… Sarayın büyük salonlarından birisinin 20 metre pencerelerini örten  altın işlemeli 250 kg ağırlığında olan perdeleri var. Diktatör başkanın sarayın merdivenlerinden inerken başını devamlı dik tutmasını sağlayacak kısa mesafeli ve mermer merdivenler. Alkış seslerini çoğaltan eko odalar. Gizli bölmeler vs… Gidilip ihtişamıyla görülmesi ve sarayın teras katından Bükreş’in izlenmesi gerekiyor.  Michael Jackson bir konserinden sonra Bükreş’teki sarayın balkonundan ona övgüler yağdıran Bükreş halkını selamlarken “Merhaba Budapeşte” demiş :D Sevgili saray rehberimiz anlatırken bunu da es geçmedi… Bu arada sarayın sadece bir bölümünü 2 saatte gezdik ve yaklaşık 2 kilometre yol yaptık. Yani sarayı tamamen gezmiş değiliz. Keşke bir gün unutsalardı beni orda. Bütün gece keşif yapardım :(


İşte saraydan çıktıktan sonra biz de gidip kendi normal ve ihtişamsız hayatlarımıza döndük :D :D Otobüsümüze bindik ve bizimle olmayan arkadaşlarımıza sarayı anlatıp durduk. Zaten vakitlice çıkılmadığı için Bükreş biraz hayal kırıklığıydı, fakat Saray… Ah o Saray… o.O

Budapeşte mi? Bilge Çiğdem Öztunç

Gençlik Otobüsünün sonraki durağı Budapeşte!

Macaristan’ın bu kadar güzel ve İstanbul’a bu kadar benzediğini söyleseler daha bir heycanla gelirdim buraya. Daha hazırlıklı olurdum en azından… :) Ama belki de Budapeşte’den böylesine güzellik beklemediğim için de böyle harika bulmuş olabilirim.
Efendim gece Bükreş’ten yola çıktıktan sonra sabah 12 gibi Budapeşte’de otelimizdeydik. Otel şimdiye kadar kaldığımız en lüks yer :) Odalarımızda tuvalet-banyo-buzdolabı-klima dörtlüsü olduktan sonra bana her yer lüks çünkü :D

Sabah valizlerimizi koyduktan sonra kahvaltımızı yapıp Budapeşte’nin meydanına geldik. Toplu fotoğraflar, videolar derkeeen serbest zaman geldi ve meydanın arka tarafında kalan bir parka gidelim dedik. İyi ki de demişiz çünkü resmen şatomu buldum! Yahu bu ne güzellik… Ne harika bir yapı ve doğal güzellik… Yem yeşil çimler ve göl… Aman Tanrım dedim ve oradaki kanolardan birini ayarlayıp gölü keşfe çıktık. Az gittik uz gittik (Gerçi ben kraliçe gibi yayılmıştım sandala, kürekleri yaverlerim çekti :P ) ve tabiki süremiz bitti :D Serbest zamanlar hemen bitiyor :(



Koştur koştur otobüse yetişmeye çalıştık. Neyse ki yetiştik ,çünkü geç kalanlar uyarı alıyor :( Otobüsümüz vınladı ve bizi Budapeşte’yi tepeden görecek bir yere, Galler Tepesine çıkardı. Arkadaşlar burayı anlatmam zor :D Çünkü o kadar büyüleyici bir güzelliği var ki Şehrin… Diyorum ya, Bir nevi İstanbul, sadece burası kafir :D Tepeyi ve manzarayı bol bol çektikten sonra da saatler 22:00 yi gösteriyordu. Bir hatırlatma, burada saatler 1 saat geri, yani Türkiye saatiyle saat 23.00. O saatten sonra da bir şey yapılmaz deyip karnımızı doyurduk, ardından da otel :) Ve işte ben sizlere bunları yazıyorum. Yarın Budapeşte’yi biraz daha gezeceğiz, bakalım gözlerimi iri iri açmamı sağlayacak başka ne harika yapıtlar ve güzellikler göreceğim :) Seni sevdim Budapeşte! :)




Gençlik Otobüsü Budapeşte’de!!



               Sabah uyandığımda gümrüğe yaklaşmıştık. Gümrükte 1 saat bekledikten sonra tekrar yola çıktık. Yol üstü lokantasında kahvaltı yapmak için durduk. Genelde içecek almak için duruyoruz bu tarz yerlerde. Budapeşte’ye ulaşınca ilk iş otele gittik. Bavullarımızı indirip 2 saat kadar dinlendikten sonra şehri gezmek için yola çıktık. Meydandaki melek heykellerinin önünde grup fotoğraflarını ve şahsi fotoğraflarımızı çektik. Fotoğraf çekimleri saatler sürebiliyor Gençlik Otobüsünde. Ben kendi çekimlerimi yapıp etrafın keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Otobüsle tepelik bir yere çıkarak Budapeşte’yi bir de yukardan seyrettik. Tekrar gelinmesi gereken bir yer. Gün batımını da izledikten sonra meydana yürüyerek indik. Türk restoranında dönerimizi yedikten sonra otobüsümüze binerek otele geri döndük. Yarın ufak bir tur daha yaparak Viyana’ya doğru yola çıkacağız.


Mustafa Peker

Bugün hostelimizde güne uyandık topladık eşyalarımızı yola doğru parlemento binasına :) toplu fotoğraflarımızı çekildik sonra da sıra serbest zamandaydı :) Maksut hoca akşam için kebap ayarladığından buluşma yerimizi öğrendik. Arkadaslarımızdan çoğu sıcak yüzünden avmye daldılar ama ben boş durur muyum sonuçta gezmeye gelmişim. hemen takıldım yolda cansu şebnem ve gökhanın peşine :) 

Bükreş kazan biz kepçe... Aldık haritalamızı daldık sokaklara :) Tıkandığımız noktada yardım aldık ama dikkat bazen bilmeden de yönlendiriyorlar sonra faruk eczanesi olmasın :D Emre baklava diye bir yer bulduk sevindik türk diye içeri daldık. İçeride türk müzikler falan ama çalışanlar roman. Meğer sadece patronları türkmüş. sonra çıktık orada da bir sürü fotoğraf çekildik. exchange bulup paralarımızı değiştirdik. buranın para birimi lei ve euronun yaklaşık 4te 1i. hemen suya yumulduk. bu arada da şebnm hostelde termosunu unuttuğu için orayı bulmamız gerekiyordu. bu esnada oldtowna gittik görülmesi gereken bir yer. yapılar hiçbir şekilde bozulmamış ve yeşillikler içerisinde bir yer bükreş :) baya bir yürüdük insanlara nerede olduğumuzu sorarken arkadan bir ses "nereye gidiyorsunuz?" oldu. türkiyeye yerleşen bir abla bize yardım etti.meğer çok ters bir yerdeymişiz o kada iyi insanlardı ki bizi hostele götürdüler arabayla. oradan da buluşma yerimize :) onlar olmasaydı bir termos uğruna kaybolabilirdik :D 

sonra kebapçımıza gittik dönerlerimizi yedik. Tabi benim midem hassas olduğundan hemen yamuldum. otobüsümüze geldik tekli videolarımızı çektik. sonra da hemen magnet almaya gittik. ama ne gitmk benim mide pert... 21:45'te otobümüzün önüne geldik toplanıp yola koyulduk. Bükreş tarihi mekanları sevenler içingezmekle bitirilemeyebilir seneye sizin de bu koltukta olmanız dileğiyle :)


Büşra Kısmet - 12.08.2014

Gençlik Otobüsü Bükreş’te!!



               Sabah 2 dilim ekmeğe sürülmüş peynir ve biraz da çikolatayla kahvaltı yaptıktan sonra otobüsle Parlemento sarayının önüne gittik. 1 saat kadar parlamento binasının önünde fotoğraf çekimleri sürdü. Ben alabileceğim görüntüleri alıp bir kaç fotoğrafımı da çekip gölgeye geçtim. Uzun uzun pozlar çekildikten sonra gezmeye başladık. Öğlen sıcağı olduğu için çok gezemedik en yakın parka öğlen yemeklerimizle oturduk. Gitarist ve darbukacıyla oturduğum için yakın bir yere geçip belki para kazanırız umuduyla arkadaşlar enstrümanlarını çalmaya başladı. Pek geçen olmadı bizimkiler de iki parça çaldılar ben ise bol bol çekim yaptım. Biraz da ressam arkadaşın çizimini çektim ve otobüse doğru yola çıktık. Otobüste kamera çekimleri devam etti. Vakit de ikindi olduğu için daha iyi gezeriz umuduyla tekrardan yola çıktık. Şehirde tekrardan bir tur atıp otobüse geldik. Budapeşte'ye doğru yola çıktık.

Mustafa Peker
Bursa dan yorucu yolculuktan sonra Ankara ya geldim. Anıtkabir çok gösterişli ve güzeldi. Otobüs de bitmeyen bir enerji ve eylence var. 40 gün bu enerjinin devam edeceği e inanıyorum.
Bugün de yollardayız. Günümüzü otobüste geçirdik. otobüsümüzde herkes eğlenceli olduğu için hiç sıkılmadık. Gırgır şamata eğlence... Müzik biriminin bitmeyen enerjiiyle otobüsümüzde her daim müzik mevcut. Onların dışında otobüsümüzde orjinal bir sürü insan var. Taklit yapanı, saflıktan komik şekillerin çıktığı birbirinden farklı 50 genç :) Bugün çok eğlenceli geçti otobüs artık bizim için ev yerine geçiyor :) Kahvaltımızı içeceklerimizi oradan almak şartıyla bir yerde yaptık. Amca o kadar soğuk ve tersti ki bir an kim kimin müşterisi diye düşündürmedi değil. Ama karnımızı bir şekilde doyurduk. Akşam da hostelimize gittik :) Günün eğlencesinin yorgunluğuyla biraz daha müzik keyfi yapıp uyuduk. :)


Büşra Kısmet -11.08.2014

yolculuğun 5. Günü Budapeşte
12 saatlik yolculuğun ardından böceklerin sayesinde kaşına kaşına otele yerleştim. Burası tam bir küçük İstanbul. Çok güzel bahçeleri var. Buda tepesi muhteşem güzellikte. Özgürlük anıtı yine öyle. Fakat en güzeli Budapeşte sokakları. Gittiğimiz bütün ülkelerde insanlar bize muhteşem yüzyıl ı anlatıyor:) viyanada görüşmek üzere:)

Uzun bir yolculuk...

Bükreşi gezdikten sonra uzunca bir yola cıkmaya basladım. Yolumuz Macaristan'nın güzel şehri Budapeşte idi. BU kez koltugumuz değişmiş en arkaya geçmiştik. Tabi doğal olarak ilk gün biraz sııntı cekmiştik. Dar oldugundan koltuga sıgamayıp gece uyuyamadık. Macaristan sınır kontrolüne geldiğimizde uykusuzluktan dolayı uyuya  kalmısız tabi. O arada da macar sınır polisi bize zorluk cıkardı. Sınırı geçtikten sonra kahvaltımızı yaptık güzelce ve budapeşteye otele vardık...

İbrahim ŞENYUVA

yolculuğun 4.günü Bükreş
Bükreş sokaklarında çok fazla dilenci vardı. Kominizimin yıkılmasından sonra fakir çok fakir zengin çok zengin olmuş. Çavuşesku sarayı çok büyük ve gösterişliydi. Halk yardımsever di. Bükreş in en güzel tarafı yunus emre entütûsûne gitmek oldu. Orada Türk okutmanlar bize çok yakın davrandılar. Meydanları orta halde bir güzellik vardı. Orada da yine bir Türk lokantasına gittik. Para birimi leyi. 1 Euro 4.35 leyi. Bükreş den sevgiler.

Budapeşte Serkan CAN

13 Ağustos

Macaristan'a giriş yaptıktan sonra sabah kahvaltısı için biyerde durduk ve toplu halde kahvaltımızı yaptık.

Bikaç saat daha yolculuk yaptıktan sonra Budapeşte'ye ulaştık.Valizlerimizi kalacağımız hotele yerleştirdikten ve herkes duşunu aldıktan sonra gezmeye başladık.Budapeşte mimarisiyle ve doğal güzelliğiyle çok güzel bi şehir.

Toplu fotoğraf çekimlerimizin ardından yarım saat serbest zamanımız vardı.Yarım saat içinde çevreyi biraz dolaştık.Daha sonra 1 saat daha serbest zaman verildi.Göz ucuyla baktığımız yerleri biraz daha inceleme fırsatı bulduk.

Bu sırada müze gezmeye başladık ve içinde magnet ve rozet almak için bir yer vardı.Burada kendimizi ne alacağımıza fazla kaptırınca zaman çabuk geçmiş ve buluşma saatine 3 dakika geç kalmışız.Böylece Gençlik Otobüsü 5 projesinde ilk ihtarımızı almış olduk.Eğer üç ihtar alırsanız projeden çıkartılıyorsunuz.

Otobüs tamamlanınca şehri kuşbaşı gören bir tepeye çıktık.İçinde güzel hissettiğiniz bu şehri kuşbaşı görünce ne kadar güzel olduğunu bikez daha anlıyosunuz.

Alınan ortak kararla tepeden aşağıya yürüyerek indik fakat yemek yiyebileceğimiz gemiler yerinde yoktu.

İsteyenler Türk lokantasında yemeklerini yedi.Ben hemen öncesinde dondurma yediğimden ve yurtdışında türk lokantası fikri cazip gelmediğinden orada yemedim.

Karınlar doyduktan sonra otobüsümüz geldi ve otelimize geri dönüp bloglarımıza yazıp uyumak kaldı (:

Muhteşem şehre gidiş

GO 5. Gün

4. günden 5. Geceye geçtiğimiz sırada otobüsteydik. Güne sınır kapısında merhaba demiştik. Şuana kadarki en sıkı geçişti ilk defa bagaja baktılar belki formalitedendir ama diğer sınır kapılarında bakmamışlardı. Sorunsuz bir şekilde geçişi tamamladıktan sonra Macaristan a girmeyi başarmıştık.
Sınır kapısından birkaç metre sonra mola yeri gibi bir yer vardı orada yemek kutularımızdaki malzemelerle kahvaltı yapmak istedik fakat restoran sahibi izin vermeyince bizde yol kenarındaki küçük yeşilliğe oturup malzemelerimizi biraz daha tükettik.
Birkaç saat içinde otelimize gelmiştik herkesin merak ettiği şey odalar kaç kişilikti ve kaç kişiye bir duş düşecekti. Güzel haberle buluştuk ama çünkü iki kişilik odalarda kalacaktık. Çantalarımızı odaya taşıdıktan hemen sonra duşa girdik yemeklerimizi yedik 4 de otelden ayrıldık.

Otobüsümüzle Heroes Square a geldik her zamanki toplu fotoğraflarımızı çekildik tabi bizim gibi başka turistlerle de çekildik :)


Szepmuveszetı Muzeum a girmeyi çok istedik fakat 2 dakikayla giriş saatini kaçırmışız bunun için çok üzüldük ama meydanın arkasında muhteşem bir park vardı. Pardaki gölette kanoya bindik ve kürek çektim gerçelkten çok yapmak istediğim bir şeydi. Günün en güzel anıydı diyebilirim.


Gölette gezerken şatoyu keşfettik, gölette başka kayıkları kullanan arkadaşlarımız vardı onlardan şatonun gezildiğini öğrendik aslında kanoyu yarım saat kullanma hakkımız vardı fakat bizim 7 ye kadar vaktimiz olduğundan sudaki yolculuğumuzu yarıda bırakıp şatoya koşmamız gerekiyordu Budapeşte o kadar güzel bir şehir ki hiç böyle bir yer beklemiyordum açıkçası beni kendine hayran bıraktı. İnsanlarıda bir o kadar tatlı.


Şatonunda tamamını gezemedik çünkü vaktimiz tükenmişti koşarak otobüse gittik bu fotoğrafta son pozumuzdu.



Daha yolculuk bitmemişti Galler tepesi bizi bekliyordu. Muhteşem bir manzarayla karşılaştık. Turistlerle sohbet ettik anlatılmaz yaşanırdı gerçekten.

Daha bir sürü fotoğraf çekildikten sonra kıyı şeridine yürüyüp gemi turunda yemek yemeyi düşündük ancak o kadar yürüdükten sonra geminin seferlerinin bittiğini öğrenmek çok acı olmuştu. Otelemi gitsek diye düşünürken bir türk restorantı varmış gene orda döner yiyip otelimize döndük.
Budapeşteye bayıldım kesinlikle tekrar gelmeliyim.

ELİF ARSLAN